COVID-19’a karşı etkili aşı geliştirme yarışı, ilaç endüstrisini mercek altına aldı.
Son birkaç ayda dünya hem hızlı klinik deneylere hem de bu hızlı klinik çalışmalara tanık oldu. Pfizer, Moderna veya AstraZeneca gibi çok sayıda etkili aşının hızlı onayları. Bu benzeri görülmemiş başarı, ilaç firmaları arasındaki yakın işbirliği, kamu şirketlerinin desteği ve uluslararası işbirliği sayesinde mümkün olmuştur.
Büyük ilaç şirketlerinin aşı geliştirmede benimsedikleri proaktif yaklaşımın beklenmedik bir sonucu da oldu: 2020’nin başından bu yana itibarları önemli ölçüde iyileşti. Şubat 2021’de hazırlanan bir rapor, neredeyse iki -Amerikalıların üçte biri ilaç endüstrisi hakkında iyi bir fikre sahipti.
Ancak bu şirketler pandeminin kahramanları olmasına rağmen itibar riski hala gizleniyor.
Buna güzel bir örnek, AstraZeneca aşısının olası ciddi yan etkilerini çevreleyen tartışmadır. İngiliz şirketi, bu krize bir yanıt planının olmaması ve ayrıca bazı ana hissedarlarının verdiği tartışmalı mesajlar nedeniyle kamuoyu tarafından reddedildi.
AstraZeneca’nın Londra’daki merkezi. (AP Fotoğrafı/Kirsty Wigglesworth)
İtibarındaki bu gelişme, ilaç endüstrisinin kamuoyundaki imajını iyileştirmesine izin verecek mi? Kendini halkla ilişkiler çalışmalarına adamış bir profesyonel olarak, büyük ilaç şirketlerinin (Big Pharma) imajlarını ancak sosyal sorumlu uygulamaları öncelik haline getirirlerse kurtarabileceklerine inanıyorum.
Büyük ilaç şirketlerinin itibar zedelenmesi